Yetkin Report

  • English
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Hafıza Kartı
  • Hayat
  • Yazarlar
  • Arşiv
  • İletişim

Erdoğan’ın AK Parti’yle 31 Mart hesaplaşması sancısız olmayacak

Yazar: Murat Yetkin / 24 Mayıs 2024, Cuma / Oda: Siyaset

Erdoğan 31 Mart seçim yenilgisinin muhasebesini zamana yaymak istiyor ama süreç uzadıkça dönüşüm sancıları artacak gibi.

Dün bir grup gazeteci arkadaşla öğle yemeği arasında sohbet ediyorduk. Bir arkadaş, “Farkında mısınız” dedi, “Bir süredir AK Parti kulisi yazmaya başladık. Bir süredir yazmıyorduk.” Çünkü uzunca bir süredir AK Parti’den dışarı haber sızmıyordu. Özellikle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 14-28 Mayıs 2023 seçimlerinden başarıyla çıkması ardından işle yolunda görünüyordu. Başarı gibisi yoktur; bütün kusurları örter. Ama aynı şeyi 31 Mart 2024 yerel seçimleri sonrası için söylemek mümkün değil. Nasıl 31 Mart galibiyeti CHP’de kusurların bir kısmını örtmüş görünüyorsa, AK Parti’de de sorunları görünür hale getirdi.

Erdoğan rutin dışına çıkınca

Erdoğan’ın 2002’den bu yana devam enen iktidarındaki yönetim hattına bakarak ve daha 31 Mart gecesi söylediklerinden yola çıkarak, soruna hemen neşter atacağı, yenilgiden sorumlu tuttuklarını tasfiye edip yola devam edeceği düşünülüyordu. Kendi hesabıma ben de böyle düşünüyordum. Ankara siyaset kulisinde Erdoğan’ın muhtemelen Ramazan Bayramı tatilini parti içi görüşmelerle değerlendirecek ve bayram sonrası AK Parti içinde 31 Mart hesaplaşmasını yapıp yola devam edeceği görüşü hakimdi.
Öyle olmadı. Erdoğan kendi rutini dışına çıktı. Sorunun çözümünü zamana yaydı. Hesaplaşmayı Kongre sürecine yaydı. Bu durum AK Parti yönetim kademelerinde yukarıdan aşağı doğru bekleyiş gerilimi biriktirmeye başladı. Genel Başkan Yardımcılarından TBMM Grup Başkan vekillerine, İl Başkanlarına dek parti yönetim kademelerindeki hemen herkes, yarın koltuğunda oturup oturmayacağı belirsizliği ile ne yaparsa zamana yayılmış bu süreçte koltuğunu koruyabileceği planlaması arasında kaldı.
Bu süreçte birbiriyle bağlantılı iki etken daha ortaya çıktı.

Özgür Özel ve Devlet Bahçeli

Bu iki etkenden biri, CHP lideri Özgür Özel’in “diyalog” önerisiyle AK Parti’nin, Erdoğan’ın kapısını çalmasıydı. Diğer de Erdoğan’ın Cumhur İttifakı ortağı MHP lideri Bahçeli’nin Erdoğan’ın bu öneriyi 31 Mart sonrası “siyasette yumuşama” imkânı saptamasıyla karşılayıp, Anayasa değişikliği için -olup olmaması önemli değil- CHP’nin desteğini talep etmesinden rahatsızlık duyması.
Gerçi görünüşte Bahçeli, Özel’in kendisini de ziyarete gelerek MHP ile de diyalog önermesinden memnun kalmıştı. Ama CHP’nin özellikle de Sinan Ateş cinayeti davasının peşini bırakmaması canını sıkıyordu. Özel açık açık MHP genel merkezindeki isimleri suçlamaya başlamıştı.
Bir de Erdoğan’ın ola ki CHP ile Anayasa değişikliğini görüşme ihtimali, Başkanlık sistemiyle birlikte, artık AK Parti’nin de çıkarlarını zedelemeye başlayan yüzde 50+1 koşulunun tartışılmaya başlaması anlamına gelecekti; AK Parti içinde yüzde 40+1’in çıkarlarına daha uygun olacağı dillendirilmeye başlamıştı. Oysa yüzde 50+1 MHP’nin olmazsa olmaz koşuluydu; barajın düşürülmesi Erdoğan’ın Bahçeli’ye stratejik iktidar bağımlılığını koparabilirdi.

Hesaplaşma sancısız olmayacak

Yaşananlar AK Parti kulisinden iyi haber alan iki kıdemli siyaset gazetecisinin makalelerine yansımaya başladı.
Sabah’ta Okan Müderrisoğlu 23 Mayıs’taki “Hassas Dengeler” başlıklı yazısının daha başında “Sorunsuz bir döneme ilerlediğimiz söylenemez” diye konuya ortasından girdi. 24 Mayıs’ta da Pencere’de Nuray Babacan “AKP’de sert çıkışlar, net eleştiriler: Sırada Ankara ve İstanbul var” başlıklı yazısında “Partideki toplantılarda eleştirilerin dozu hızla artıyor” bilgisini vererek “Eteklerdeki taşlar dökülmeye başladı” yorumunu yaptı.
Müderrisoğlu’na göre 31 Mart sonrası siyasetteki “yumuşama” ya da “normalleşme” söylemlerine rağmen sorunlu döneme doğru ilerlediğimiz saptamasında “dikkatle izlenmesi gereken alan” Cumhur İttifakıydı.
Örneğin Müderrisoğlu’nun “kendisini “Ülkücü” olarak tanımlayan sivil ve bürokratik ekiplerin davranış kodlarından” bahsi, AK Parti kademelerindeki rahatsızlığın dışavurumu gibiydi. Devlet Bey, ittifakı yaşatmak için elinden geleni yapıyordu ama “köklü kararlar” almak zorunda kalabilirdi. Bununla MHP’nin yargı ve Emniyet içindeki örgütlenmesini mi Parti kademelerindeki tasfiyeyi mi yoksa Cumhur İttifakına dair kararları mı kastettiğini tam yazmamış; mayın tarlasında yürümek zor.

AK Parti 31 Mart ve hesaplaşması

Nuray Babacan ise AK Parti bünyesindeki fay hatlarındaki enerji birikiminin Erdoğan’ın 31 Mart muhasebesini sonbahar aylarında öngörülen Kongreye bırakma planını değiştirmeye zorlayabileceğini yazmış; “Süreç hızlanabilir” diyor.
AK Partili bir kaynağı “Bizim bir hikayemiz yok artık” diye özeleştiri yapmış; “Bu hikâye aslında 2019 seçimleri ile bitmişti. Yenisini de yazamadık. AK Parti’nin kuruluş felsefesindeki en önemli unsur, yenilikçi ve reformcu bir parti olmasıydı.”
Erdoğan’ın deyişiyle “Garip gurebanın”, dışlanmış, ötekileştirilmişlerin gücü algısıyla iktidar olan AK Partinin iktidarda zenginleşip israf ve şatafat gösterisi yapanların, seçilmişlere parmak sallayan atanmışların ve kendi yönetici elit sınıfını yaratanların partisi olarak algılanmaya başlamıştı.
Bir saptama daha. AK Parti, Erdoğan’ın 2014’te ilk kez Cumhurbaşkanı seçilmesi sürecinde önce Abdullah Gül, sonra Ahmet Davutoğlu tasfiyesi ardından “davaya” değil, “lidere” bağlılığın esas olduğu bir kimliğe bürünmüştü. 31 Mart yenilgisi ardından acaba parti, parti gibi refleks göstermeye başlamıştı da Erdoğan o nedenle mi süreci zamana yaymak istiyordu?
Oysa bu muhasebe geciktikçe sancı artacağa benziyor.a

Yeni yazılardan haberdar olun! Lütfen aboneliğinizi güncelleyin.

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun.

Aboneliğinizi onaylamak için gelen veya istenmeyen posta kutunuzu kontrol edin.

Etiketler: 31 Mart, Cumhur İttifakı, Devlet Bahçeli, Özgür Özel

OKUMAYA DEVAM EDİN

İsrail Nasrallah’ı öldürdü. Hizbullah’ın Kara Eylül’ü
Özel’den Erdoğan’a: yeniden aday olmak istiyorsa son tarih Kasım 2025
Değişken zeminde Türk dış politikası ve Orta Doğu
  • İsrail-İran çatışması: Uzun sürer mi, Türkiye’ye yansımaları ne olur?13 Haziran 2025
  • Ankara’nın İsrail’in İran saldırısı raporu: 6 dalga, 200 uçak, iç destek13 Haziran 2025
  • Ahmet Hakan CHP’ye vurmak için bakın neyi unutmuş: centilmenlik konusu12 Haziran 2025
  • Yeni Anayasa karşılığında Öcalan’a siyaset ve Suriye’de SDG’ye onay mı?12 Haziran 2025
  • Ümit Özdağ bırakılmadı, Gaziosmanpaşa CHP’den AK Partiye el değiştirdi11 Haziran 2025
  • Bakan kızınca Atayman’a ranza verildi ama adaletsizlik sürüyor11 Haziran 2025
  • Hem yerel hem küresel çıkar çatışmaları: ABD’de neler oluyor?11 Haziran 2025
  • Ferdi Zeyrek gözyaşlarıyla toprağa verildi. Kaza mı ihmal mi suikast mı?10 Haziran 2025
  • İsrail, Madleen ekibini tutukladığı gün 60 Filistinliyi daha öldürdü10 Haziran 2025
  • Manisa Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek kurtarılamadı. Gözler soruşturmada9 Haziran 2025
Haberler arşivinde arama yapın...

Siyaset

Ekonomi

Hafıza Kartı

Hayat

Arşiv

English

Hakkımızda

Künye

Yazarlar

Yardım

Reklam & İşbirliği

Bize Ulaşın

tbtcreative.com | UFKZDN © 2024 yetkinreport.com

Kurumsal Bilgiler     ·      Yardım     ·      Kullanıcı Sözleşmesi     ·      Yasal Çekince

TOP